Derinlemesine Görüşmeler İçin Hazırlanan Yapısal Çerçeve
- İlk mesleğiniz neydi?
- Bu meslekte ne kadar süre ile görev yaptınız?
- İlk mesleğinizi bilinçli olarak mı seçmiştiniz?
- Meslek değişikliği ihtiyacı nasıl ve ne zaman ortaya çıktı?
- Geçiş aşamasında hangi aksiyonlar alındı?
- Geçiş aşamasında özel / profesyonel destek alındı mı?
- Bir kariyer koçu ile çalışmak sürece katkı sağlar mıydı?
- Geçiş aşamasında her hangi biri olumsuz tavırlar sergiledi mi?
- Meslek değişikliğinde en zorlayıcı konu hangisi oldu?
- Şimdiki mesleğiniz nedir?
- Şimdiki mesleğinizde ne kadar süre ile görev yaptınız?
- Bu mesleğin sizi mutlu eden tarafları nelerdir?
Derinlemesine Görüşmeler
Derinlemesine görüşmeler için toplam sekiz kişi seçilmiş, genellikle yüz yüze, bazen de Skype görüşmeleri yapılmıştır. Deneklerin tamamını otuz beş yaş üzeri kadınlar oluşturmaktadır. Görüşme yapılan vakalardan bir tanesi bekâr, yedi tanesi evlidir. Sekiz kişiden yedisi çocuk sahibidir.
Görüşmecilerin tamamı, uzun yıllar boyunca belirgin bir alanda görev yaptıktan sonra, meslek değişikliğini gündemlerine almışlardır. Anne olan kadın çalışanların tamamında, hamilelik ve doğum sonrası dönemler, karar aşamasında belirleyici bir unsur olarak dikkat çekmektedir. Terk edilen ilk mesleklerin genelde bir ofis işi olması, kapalı mekânda yapılıyor olması dikkat çekicidir. Seçilen son mesleklerde yaratıcılık ön plana çıkmaktadır. Yine birçoğunda insan odaklı mesleklerin tercih edildiği görülmektedir. Yeni mesleğin emek yoğun olmasına rağmen daha çok mutluluk getirdiği tüm görüşmeciler tarafından vurgulanmıştır. İlk meslekte kalınsaydı ulaşılacak olan gelir seviyesine henüz hiç birisinin ulaşamadığı anlaşılmıştır.
- Birinci görüşmeci
Reklamcılık ve Halkla İlişkiler alanında 10 yıl boyunca görev yapmış olan ilk görüşmeci, mesleğini bilerek seçtiğini, ünlüler ile tanışmanın ve beraber iş yapmanın heyecan verici olduğunu, farklı ve güzel yerlere gitmeyi sevdiğini söylüyor. Mesleğinin bu özellikleri belirli bir süre heyecan duymasını sağlamış ama evlenmek ve çocuk sahibi olmak iş hayatından beklentilerini oldukça değiştirmiş. “Gece çalışmalarının getirdiği düzensiz yaşam, yorgunluk, müşteri egolarının yüksek oluşu, yıpranma hissi, yapılan işin başkaları tarafından da benzer şekilde yapılabileceği düşüncesi vb. değişiklik ihtiyacını pekiştirdi.” diyor.
Süreç içerisinde eğitmenlik konusundaki yeteneğini fark eden görüşmecimiz, İngilizce konuşma pratiğini geliştirmek amacı ile 1 yıl boyunca özel ders almış ve şimdi bir lisede İngilizce Öğretmeni olarak iş yaşamına devam ediyor. “Öğretmenlik beni besliyor. Gençlerle çalışmak yaşam enerjimi artırıyor. Yüksek egolu insanlarla çalışmam gerekmiyor artık. Çalışma saatleri daha az ve düzenli böylelikle aileme ve kendime vakit ayırabiliyorum.” Bu mesleği çok sevdiğini ve devam etmek istediğini söyleyen görüşmecimiz aynı zamanda özel ders vererek daha çok öğrenciye ulaşmak ve sektörde yer edinmek arzusunda.
- İkinci görüşmeci
Finans ve İdari İşler alanında 12 yıl süresince görev yapan ikinci görüşmeci, son dönemde Koçluk, NLP alanlarında çalışmış şimdilerde Access Bar Uygulayıcısı olarak çalışmakta.
İlk mesleğini bırakma sürecinin çocuk ile başladığını belirtiyor. Çocuğu olduktan sonra bir kaç ay denediğini ancak yürütemediğini söylüyor ve ekliyor: “Bebeğin bana ihtiyacı vardı. Eşim işi nedeniyle zaten çoğunlukla şehir dışındaydı. Hem anasız, hem babasız büyümesini istemedim. Orada bir tercih yapmak durumunda kaldım. Bir yandan da çok yorulmuş ve yıpranmıştım 12 yılda. Bağlarımı tamamen koparmak istedim.”
Oğlunun kreşinden gelen teklifle firmaya ortak olmuş. O dönemde koçluk, NLP ve sosyoloji alanlarında eğitimler almaya başlamış. En çok öğrenci koçluğundan keyif aldığını belirtiyor ve “farkındalık yaratmak, yollarını çizerken onlara ayna tutabilmek çok heyecan verici” diyerek sebebini açıklıyor. “Hepimizin kör alanları var, kendimizi göremiyoruz.” Access Bars çalışmalarının hızlı geri dönüşlerinden, sonucu hemen gözlemleyebilmekten dolayı büyük keyif aldığını belirtiyor. “İşin özünde insan var. Yardıma ihtiyacı olan insanlar. Çok hızlı pozitif dönüşler alıyorum. Bu beni son derece mutlu ediyor ve motive oluyorum.”
- Üçüncü görüşmeci
Görüşmecimiz, Anadolu Lisesi’nde okuduğu için matematik ve fen derslerini ağırlıklı olarak gördüğünü aktarıyor. Çevresinde, mühendislik okuması yönünde bir beklenti olduğunu vurguluyor. Bu ortamda ancak İşletme/İktisat bölümlerini yazabilmiş oysaki Psikoloji okumayı istiyormuş. Üniversite sınavında alacağı puan, psikoloji bölüm puanının çok üzerinde olacağı için “Oraya girilir mi? Psikoloji mi kazanabildi anca?” diye düşüneceklerine olan inancı nedeniyle psikolojiyi bölümünü tercih listesine ekleyememiş bile.
İlk üç senenin sonunda bankacılık sektöründen çıkmak fikri oluşmaya başlamış ancak bu sektörde tam 18 yıl çalışmış. ”Ankara’dan İstanbul’a gelmişim, ünlü olmak isteyen basit kız imajı olmasın diye oyunculuk hayalimi kimseye dillendiremedim senelerce.”
Uzun çalışma yıllarının ardından geldiği yerin huzurlu, konforlu ve keyifli olduğunu belirtiyor ama : “Ben mi büyüdüm, o sektörde gelmek istediğim yere mi geldim ne oldu bilmiyorum, farkındalıklarım artmaya başladı. Ben artık bu işi yapmak istemiyordum.” Emeklilik zamanının gelmiş olması, çocuğunun ona ihtiyaç duyduğu dönemlerin yaşanıyor olması, oyunculuk eğitimleri için bugüne dek vakit bulamamış olması gibi nedenler onu işten ayrılma noktasına getirmiş. İyi bir kurumda, üst düzey yönetici iken, ayrılma kararını açıkladığında, herkes çok şaşırmış: ”Aslında sevmediğim bir sektörde ben ciddi rol yapıyormuşum.”
Ajanstaki ilk cast seçiminde küçük bir rol oynamış tanıtım için, “Dışarı çıktığımda sanki bir reklam filminde oynamış gibiydim. Oyunculuğu gerçekten istediğime o zaman ikna oldum.” İlk reklam filmi çekimindeki fiziksel zorlukları anlatıyor ve ekliyor: “Aslında büyük bir işkence. Ama umurumda değil. Ben o kadar mutluydum ki. Yönetmenin, “Kamera, oyun!”, dediğini duyduğum an ben kendimden geçiyordum. Kendime dedim ki, burası o ya da bu şekilde çabalaman gereken yer.”
Yaptığı seçimden dolayı herkes şaşırmış ama kimse olumsuz dönüş yapmamış, hatta destek vermişler. Kararın ardından oyunculuk eğitimi ve bir tiyatrocudan özel dersler almış. Heal Your Life eğitimi almış, seminerler verebilmek için. Pozitif Psikoloji gibi alanlara zaten ilgisi olduğunu aktarıyor.
Şimdilerde yeni reklam filmlerinde oynuyor ve senaryo yazıyor. “Konfor alanımda, para kazandığım yerde olsaydım, bugün bunların hiç biri olmayacaktı. Aklımda şimdi seslendirme işi var. Bankacılıkta sürekli rol yapmışım, oyunculukta da rol yapıyorum ama herkes biliyor rol yaptığımı, senaryo çerçevesinde. Oyun bittiğinde gerçekten kendim olabiliyorum. Bankacılıkta kendim olamadığımı kendimden bile gizliyordum.”
- Dördüncü görüşmeci
16 yıl finans sektöründeki deneyimleri ile yönetici olarak görev yapmış dördüncü görüşmecimiz. Ekonomik kriz nedeniyle işten çıkarılmış. ”Belki de bıraksalardı beni, ben hala bugün o sistemin kölesiydim.”
Coffee shop, esnaf lokantası vb. deneyimleri olmuş iki yıl kadar. Beraberinde Yüksek Lisans çalışmaları devam etmiş. Yabancı dil konusunu geliştirmek amacıyla yurt dışında eğitim almış. Kendi işini kurmak fikri kafasında netleşirken çok tesadüfi bir şekilde solucan gübresi ile tanışmış. Araştırmalar yapmış, üniversitelerden hocalarla, danışmanlarla görüşmüş ve bu işe girmiş. Bir yıl depolayıp satmak gerektiğini öğrenince buna eş zamanlı olarak tarım sektöründe üretim de yapmaya karar vermiş. Bu sırada görüşmeci, çocukluk anılarındaki, köy, tarla, çiftlik hayvanları vb. hep mutlulukla hatırladığını vurguluyor.
Danıştığı kişiler çilek üretimini tavsiye etmişler, hemen ikna olmuş. “Çilek; çünkü rengi kırmızı, çok kadınsı, kokusu var yine çok kadınsı, her türlü fena bir şey! Ben bu işi yapmaya başladıkça beyaz yakalı çalışmanın aslında üretmekten ne kadar da uzak olduğunu anladım.” Beş yıldır tarım sektöründe üretim yapan görüşmecimiz annesinden destek aldığını, hatta usta çırak ilişkisi içinde olduklarını vurguluyor. “Bu işi yaparken çok huzurluyum, inanılmaz şeyler deneyimliyorum. O tarlada ağlıyorum örneğin. Orada yaşanan duyguları anlatabilmem mümkün değil. Bir ırgattan çok daha fazla çalışıyorum. Aklına gelemez oradaki çalışma şartları. Benim için hiç önemli değil çünkü çok keyifliyim orada. Benim ürettiğimden üç dal bir şey yiyenle o huzuru paylaşmak amacım. Ruhumu besliyorum böylelikle.”
Hassasiyet duyduğu konuları bu cümleler ile aktarıyor görüşmecimiz: “Evrendeki her canlıya saygılı üretim yapıyorum. Toprağa ve toprakta yaşayan canlılara asla zarar vermiyorum, sıfır kimyasal ile çalışıyorum.” Bu işin aslında biraz da, ‘doğal tarım olmaz’ diyenlere kafa tutmak olduğunu söylüyor. Eşinden ve kızından ayrı olmak gibi maliyetleri olduğundan söz ediyor ancak mutluluğu yüzünden, gözlerinden okunuyor. Artık daha sağlıklı, daha huzurlu olduğunu, gerçek duyguları tarlasında yaşayabildiğini ifade ediyor.
- Beşinci görüşmeci
Henüz çok küçük yaşta tatmış çalışmanın keyfini. Stajyer olduğu holdingde tam zamanlı çalışmaya başlamış. İşinin merkezinde insan ilişkileri olduğunu vurguluyor ve asıl bunu sevdiğini belirtiyor. Öyle ki orada çalışabilmek için üniversiteyi dışarıdan bitirmeye de razı olmuş.
Bir yıl gibi kısa bir sürede terfi almış ve holding tepe yöneticisinin asistanı olmuş. Toplamda 4,5 yıl bu görevi yürütmüş. Çalıştığı aile ile birlikte yurt dışında yaşadığı zamanlar olmuş. Bağlı bulunduğu yöneticinin kitap yazdığı süreçleri bire bir deneyimlemiş. Buralarda özellikle insan ilişkilerinin geliştiğini ifade ediyor. Teklifler, terfiler aldığı için kendini şanslı sayıyor fakat sonrasında düşününce, o genç yaşında elinden gelenin daha fazlasını yaptığına inandığını ve hak ettiğini kabul ediyor. “Doğru yer, doğru zaman, doğru insan.” Süreç içerisinde birden fazla fırsat oluştuğunu ama ailenin yanında çalışarak, “aile olmak” duygusunu tercih ettiğini vurguluyor.
Binicilik kulübü kurmak, başkanlığını yapmak gibi sıra dışı işlerin altından başarı ile kalkan görüşmecimiz, pazarlama ve idari işler gibi görevleri de yürüttüğünü belirtiyor. Basın ilişkileri, organizasyonlar, doktor takibi gibi işler ile birlikte 7/24 çalıştığını ifade ediyor. “Tahammül gücümü işte harcayıp kendi aileme bomba gibi geliyordum.” diyor.
Hamilelik süreci ile birlikte önceliklerinin tamamen değiştiğini ifade ediyor. Özellikle sıkça yapılan yurt dışı seyahatleri hayatını gittikçe zorlaştırmış. Bundan sonrası için “çok zor bir dönemdi” diyor. O zamanlarda bir yaşam koçu ile çalışmış, toplam 3 ay kadar. ”Bu görüşmeler sırasında öncelikle değer yargılarım, değerlerim, ben ne yapmak istiyorum gibi konuları çalıştım. Kendimi keşfetmeye başladım, ardından da sorgulamaya.” Çok iyi şartlarla çalıştığını, birçok insanın olmak isteyeceği bir yerde olduğunu, her şeyin olduğunu ama kendisi ile ilgili gizlilik, mahremiyet gibi şeylerin kalmadığını söylüyor. “O noktada sapla saman birbirine karışmaya başladı.” Üst Yönetim ve aile ile birlikte toplam 14 yıl çalışmış.
İşten ayrıldıktan sonra bir kariyer koçu ile çalışmaya başlamış. Sonradan gelen iş tekliflerini, kişiye bağlı çalışması gerekeceği için kabul etmemiş. Dost Can Deniz’in Cesur Sorular adlı kitabındaki bir soru düşünmesine sebep olmuş: “Siz kim için yaşıyorsunuz?”
Sosyoloji okumaya başlamış. Beraberinde Spikerlik kurslarına katılmış, çocukluk hayaliymiş bu. Bu süreçte koçluk eğitimleri almaya karar vermiş. İlişkiler ve iletişim tarafında güçlü olduğunu fark etmiş ve bu alanda uzmanlaşmaya karar vermiş. Yurt dışında da seminerlere katılmış. Yakında Pedagojik Formasyon da alacakmış. Web sitesi, logo hazırlamış, blog yazmaya başlamış. Eğitim firmaları ile çalışmaları mevcut.
“Eski yaşamımı bırakıp yenisine geçiş konusunda kendimi geç kalmış olarak değerlendirmiyorum. Değişikliğin çok zamanında olduğuna inanıyorum. Önceki mesleğimin sonuna geldiğimde, kariyer koçuma sorduğum ‘ne yapacağım ben şimdi?’ sorusu bana kapılar açtı.” Koç olmakla ilgili aldığı kararı şöyle açıklıyor: ”Ben bu mesleğe şu noktadan başladım; benim koçum bana dokundu ve benim hayatım değişti. Şimdiki mesleğimde kendine fayda sağlamak isteyen insana dokunabiliyorum, ama çekmeden ve itmeden. Duygulara yoğunlaşabiliyorum.” Görüşmecimiz şimdilerde kitap hazırlığında, bir editör ile çalışıyor.
- Altıncı görüşmeci
Küçük bir şehirde ortağı ile bir Oyun Evi işleten görüşmecimiz, Kimya Mühendisliği’ni bilerek isteyerek seçtiğini ve bölümden mezun olduğunda kendini mesleğine âşık hissettiğini söylüyor. İş arama sürecinde anlamış ki çalışma alanları düşündüğünden çok daha kısıtlı; kimyasal üreten fabrikalar ve laboratuvarlar.
Elli çalışanı olan bir fabrikada Üretim Müdürü olarak çalışmaya başlamış. İkinci iş yeri olarak, farklı bir sektörde, başka bir fabrikada, ama yine mesleği dâhilinde çalışırken eş nedeniyle başka bir şehre gitmesi gerekmiş. Yaklaşık 2,5 yıl görev yaptıktan sonra: “Hamile kaldım ilk kızıma ve kızımı kimselere bırakamadım. Büyük anne ve büyük babalar başka şehirde yaşıyorlar. Neticede sonradan iş hayatına dönmek üzere işimden ayrıldım.”
Kızı üç yaşındayken ikinci hamilelik gerçekleşmiş. Böylelikle toplam dokuz yıl, iş yaşamından uzak kaldığını ifade ediyor. Çocukların okula başlamaları ile artık işe dönmeyi çok istediğini ancak nereden başlayacağını bilemediğini anlatıyor. Geçen sürede cesaretinin kırılmış olduğunu, iş yaşamına ve mesleğine dair her şeyi unutmuş gibi hissettiğini de ekliyor.
Bu dönemin sonunda almış olduğu koçluk eğitiminin kendisine çok büyük bir ivme kazandırdığını söylüyor. Sadece iş yaşamı için değil özel yaşamında da bir sürü konuda kendi çözümlerini bulduğunu ifade ediyor. Koçluk eğitimi öncesinde korkuların onu bir yıl kadar oyaladığını söylüyor. Eğitimin ardından arkadaşlarıyla ortak bir iş yapmak arzusu içine girmişler. Bu dönemde İş Güvenliği Uzmanı eğitimi de alan görüşmecimiz, çok riskli bulduğu bu mesleğe devam etmek istememiş. “Biz anneler, çocuklarımızı da yanımızda götürebileceğimiz bir iş hayal ettik. Bu ilde olmayan bir şeydi ‘oyun evi’, boşluğu da gördük.”
Aldığı temel koçluk eğitimin, hedefe odaklanmak, mevcut korkulardan kurtulmak, harekete geçmek, özel yaşamda alınması gereken kararların kolaylıkla alınabilmesi gibi konularda çok işe yaradığını ifade ediyor. Odağında çocukların olduğu bir işin beraberinde fazlaca riskleri de getirdiğini belirtiyor ve gözü kara bir biçimde bu işe başlayabilme sebebi olarak aldığı koçluk eğitimlerini gösteriyor. Yine de genel eğitimlere ek olarak o dönemde bir kariyer koçu ile çalışmanın faydası olacağına inanıyor.
Meslek değişimi, etrafındaki bazı kişilerce “macera” olarak algılanmış. Bu kişilere kulak asmadan bildiği yolda yürüdüğünü ifade ediyor. Parti Evi ve Oyun Evi konseptinin ikisini de hayata geçirmişler. İlk iki yıl arzulanan kadar çok iş yapmadıklarını ancak sonrasında sektörde yeterince tanındıklarını ve doğru müşteri kitlesine ulaştıklarını vurguluyor. Hatta aynı şehirde kendilerine benzeyen bir kaç yeni oyun evinin de açıldığını ekliyor. “Artık çocuklar bu küçük şehirde de, İstanbul’a gitmeden keyifli zamanlar geçirebiliyorlar, algılarını açabilecek oyun ortamlarına sahipler. Kendi çocuklarımız için hayal ettiğimiz şeyleri diğer çocuklara da sunabiliyoruz artık.”
- Yedinci görüşmeci
Henüz üniversitede okurken iş yaşamına hostes olarak başlayan görüşmecimiz, teknik alanda okulunu bitirdikten sonra belediyeye bağlı bir kurumda bilgisayar dersleri vermeye başlamış. Kariyerine bir bankanın sınavlarına girerek yön vermiş.
Uzun yıllar çalıştığı bankacılık sektörüne kızının doğumu ile bir süre ara vermiş. Sonrasındaki süreci kendi ağzından dinleyelim: “Yeniden işe dönmek istedim ama evime yakın bir şube istiyordum. Yeni bir bankada ve evime yakın bir şubede çalışmaya başladım. Samimiyetsiz ilişkiler vardı çalışanlar arasında. Müşteri portföyüm de eskisi gibi doyurucu değildi. Kızımla ilgili de sorunlar baş gösterdi. İki yaşına gelmiş olmasına rağmen konuşmuyordu. Ben işe giderken mutsuzluğunu sergileyen tepkiler veriyordu. Kızımın bebekliğine ait bir sürü özel anı kaçırdığımı düşünmeye başladım. İşte artık eskisi kadar mutlu olmadığımı da görüyordum. İş yaşamımı sona erdirmek ve kızımla birlikte olmak fikri böylelikle oluşmaya başladı.”
Bankadan ayrılması gerektiğini biliyormuş ama başka ne iş yapacağı hakkında bir planı yokmuş henüz. Sonrası tesadüfi gelişmiş.
Çalışmadığı dönemde örgü örmekten keyif aldığını fark etmiş. Yine o dönemde internetten farklı örgü yöntemleri izlemiş, özellikle yabancı sitelerden. İzlediklerini denemiş, başarılı olduğunu görmüş. Önceleri yaptıklarını arkadaş ve akrabalarına hediye ediyormuş. Sonrasında tanıdıklarından siparişler almaya başlamış. Bu noktada hobi diye başladığı bu işten para kazanabileceğini fark etmiş. Daha fazla kişiye ulaşabilmek amacı ile sosyal medyada tanıtım ve pazarlama çalışmalarına başlamış. Artık siparişlerini bu kanaldan alıyor. Bir dönem anneler ve kızları için bir örnek ürünler üretirken şimdilerde şapka ve çanta örüyor.
“Bankacılıktan ayrılmayı düşündüğüm dönem oldukça zorluydu benim için. Doğru karar verdiğimden emin olmak istiyordum. Her karar bir şeylerden vazgeçmek anlamına geliyor. Benim de vazgeçtiğim şeyler oldu.”
Geçiş aşamasında profesyonel bir destek almamış. “Bu aşamada bir kariyer koçu ile çalışmış olsaydım ayrılma kararını almak bu kadar uzun sürmeyebilirdi.”
“Çok yüksek beklentileri olan kaprisli müşterilerim yok artık. Çalışma zamanımı kendim planlayabiliyorum. Kızımla doyasıya vakit geçirecek kadar özgür zamanlarım var yeni işimde. Önceki mesleğimde olduğu kadar çok para kazanamıyorum ama çok daha fazla mutluyum.”
Üç yıldır bu çalışma içerisinde olan görüşmecimizin yakın dönem planları içinde, küçük bir dükkân kiralamak ve ürünlerini orada meraklıları ile buluşturmak var.
- Sekizinci görüşmeci
Henüz üniversiteden mezun olmamışken, deneyimli mütercim tercümanlar, neden bu mesleği icra edemeyeceklerini anlatıp durmuşlar öğrencilere. “Ne zaman birisi bana bir şeyi yapamayacağımı söylese ben o şeyi yaparım, hep de böyle geçirmişim ömrümü, bunu fark ettim.”
İş yaşamına uluslararası bir firmada ihracat departmanında başlamış. Altı yıllık görevi süresince, yurt dışında yeni ofis kurulumu, personel alımı, İK süreçlerinin yönetimi gibi birçok alanda sorumluluklar almış ve başarı ile işleri tamamlamış. Ekonomik kriz nedeni ile farklı bir rol teklifi gelince kabul etmemiş ve işinden ayrılmış.
Şirketten ayrılma nedenlerinin başında kapitalist düzene olan karşıtlığını gösteren görüşmecimiz bir sonraki işinde “Dünya barışı için, uluslararası işbirliğini sağlamak amacı” ile kurulan uluslararası bir örgütte çalışma kararı almış. Zorlu sınavlardan, zorlu mülakatlardan başarı ile geçmiş ve Proje Asistanı ve Tercüman olarak dört yıl boyunca görev yapmış orada. Onlarca projede görev almış. Aslında burada da yeterince insani işlerin yapılmadığını fark edince örgütten ayrılma kararını almış. Çevirmenlik yaparak devam etmiş kariyerine. 2004 yılında da kendi şirketini kurmuş. Zaman içerisinde Uluslararası İlişkiler, Uluslararası İnsan Hakları Hukuku bölümlerini bitirmiş.
Tüm çalışma hayatı boyunca insan odaklı işler yapmayı sevdiğini fark etmiş. Biraz merakla başladığı koçluk eğitimlerinden sonra artık bu meslekle mutlu olacağına karar vermiş.
Tüm meslek geçişlerinde çevresinden olumsuz yaklaşımlar görmüş ancak bu tutumlar daha da çok istemesine, daha da çok çalışmasına sebep olmuş. “Yapabileceğime hep inandım.”
“Koçluğun en mutlu eden tarafı şüphesiz insana dokunabilmek. Kişilik özelliklerimden dolayı mücadeleyi bırakmadığım için ödüllerimi aldım. Elbette iş yaşamında yaptığım her değişikliğin bir bedeli oldu. Bir mesleğe sıfırdan başlamanın bir maliyeti var elbette, en çok da zaman maliyeti var. Yine de tüm bu deneyimlerden en ufak bir pişmanlığım yok.”